Ayvalık- Cunda Adası'nda İki Gün / Two Days at Cunda Island


For English press 'nine' :)

Havalar ısındığında çoğumuzun içinde 'şöyle iki günlüğüne sevimli, huzurlu bir yerlere kaçsak, hem denizin tadını çıkarsak hem de dinlensek' hissi yeşillenir ya... İşte benzer bir dönemde beş kafadar az bütçeyle ne yapabiliriz diye beyin fırtınası yaptığımız bir akşam buluşmacasının sonunda Ayvalık'a bağlı olan Cunda Adasında bulduğumuz sevimli bir kamp alanında 2 günlük bir çadır kampı yapmaya karar kıldık. Kamp alanında karavan ve bungalov seçenekleri de mevcuttu fakat biz kamp fikrini daha çok sevdik. Aramızda gerekli kamp ekipmanı eksik olanlar için akıllı telefonlardan hızlı bir araştırmayla uygun fiyata çadır ve uyku tulumu bulundu (Uygun fiyatlı çadır ve uyku tulumu için Decathlon önerilir.) Sıra geldi 'Cunda Adası'na nasıl gidilir?' sorusuna...



Cunda Adası'na Nasıl Gidilir?
Cunda'ya ulaşmanın bir kaç farklı yolu olduğunu öğrendik:
Uçakla Cunda:
Balıkesir Edremit'e oradan da yaklasik 40 dakikalik kara yolu seyahatiyle Cunda'ya gidilebilir.
Feribot'la Cunda:
Yenikapı'dan binerek iki saatlik feribot yolculuğuyla Bandırma'ya, oradan da yaklaşık üç saatlik kara yolu ile Cunda 'ya varabiliyorsunuz. Feribot sonrası uygun saatte otobüs bulamadığımız için bu yolu elemek durumunda kaldık.
Otobüsle İstanbul-Cunda:
Bazı otobüs firmaları Tekirdağ üzerinden (475 km) bazıları ise İzmit üzerinden (525 km) gidiyor Ayvalık'a. Yol Tekirdağ üzerinden çok daha kısa sürüyor.
Cuma gecesi otobüse atlayarak, Ayvalık'a kadar uyuyarak gidiyorsunuz. Sonrasında tercihinize göre taksi, otobüs, dolmuş ya da iskeleden tekne ile Cunda'ya ulaşım mevcut. Ayvalık Cunda arası yaklaşık 8 km. İstanbuldan toplam karayolu yolculuğunuz yaklaşık 8 saat sürüyor.

Cunda'ya vardığımızda merkeze yine 8 km mesafedeki kamp alanımız olan Ada Camping'e ulaşmanın yollarını sorguluyoruz. Tek yolun 30 liraya taksiyle çıkmak olduğunu öğrenince üzülüyoruz; ama başka yol olmadığı için razı oluyoruz.

Cunda'da Kamp



Kamp alanımızı görünce hepimiz yol yorgunluğumuzu unutuyoruz. Ada Camping beklediğimizden çok daha düzenli, keyifli bir sahile sahip, baya tatlı bir yer çıkıyor. Burada çadır dışında konaklama seçenekleri var. Dileyenler için çimler üzerinde bungalovlar veya oda gibi döşenmiş dışardan çiçeklerle ve sevimli bahçe süsleriyle tatlandırılmış karavanlar da mevcut. Bir sonraki sefer karavanlardan yer ayırtalım diye planlıyoruz. Etraftakilerin de güler yüzlü yardımıyla  hızlıca çadırlarımızı kuruyoruz ve vakit kaybetmeden sabah denizinin tadını çıkarmaya sahile atıyoruz kendimizi...

Beklentimizin üstünde güzel olan Ada Camping'in sahilinden oldukça memnun kalığımızı söylemeliyim. Doğal yaşamı seven insanlar için istanbul'dan kaçıp dinlenmeye gelinecek güzel bir kaçış noktası burası. Hatta bu şekilde gelen ünlüler de oluyor. Örneğin biz Rasim Öztekin'le karşılaştık.



Temmuz sıcağında suya girdiğinizde 'coss' sesini duyabilirsiniz, zira deniz biraz soğuk burada. İster çimler üzerindeki şezlonglarda uzanıp ağaçların üstünüzde salınışını dinleyerek demlenin, ister kumsaldaki şezlonglarda güneşin keyfini çıkarın ya da çarşaf gibi denizin tadını... Burası şehrin gürültüsünden uzaklaşıp kısa bir tatil için oldukça uygun bir belde.      
                                           
Ada Beach'in en keyifli kısmı ise güneşlenmekten sıkıldığınızda birkaç adım uzağınızdaki püfür püfür esen kafede oturup soğuk bir şeyler içip karnınızı doyurabilme şansı. A la Carte ve açık büfe imkanları mevcut. Kamp alanının da kullanıma uygun temiz bir mutfağı bulunmakta.


Ben lüks bir yerler istiyorum derseniz, aynı sahilde Cunda'nın en lüks oteli olarak bilinen Ortunç Otel yer almakta. Ada Camping günlük giriş ücreti 25 TL. Ortunç Otel'in sahiline  giriş ücretinin daha yüksek olacağını tahmin ediyorum. Ortunç için ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Eğer Cunda'da konaklıyorsanız günübirlik bu plajlara girebilirsiniz. Ada Camping'le ilgili ayrıntılı bilgiye ise buradan ulaşabilirsiniz.

Ayvalık'ın İncisi Cunda Adası

Kamp alanımıza yerleştikten ve sahilin tadını çıkardıktan sonra sıra Ayvalık'ın incisi Cunda'yı kesfetmeye geliyor. Taksiyle çıktığımız 8 km'lik ağaçlı yolu, mis gibi doğanın bize verdiği enerji ve keyifle yürümeye karar veriyoruz. Rumlar'ın adaya kokulu ada (moshonisia) demesine şaşırmamak gerek çünkü burnunuza mis gibi çiçek kokuları doluyor yürürken.

                 

Ayvalık'a bağlı olan Cunda (Alibey) Adası cumbalı taş evleri, arnavut kaldırımları, manastır ve kiliseleriyle tarihi bir geziye çıkartıyor bizi. Taş sokakları arasında gezerken kendimizi hep orada yaşıyormuş gibi hissetmemizi sağlayan sıcacık samimi bir ortamı ve insanları var. Deniz kokusuna karışarak bizi takip eden mis gibi çiçek kokularıysa soluk alıp verdiğimizin bilincine vardırıyor. Cunda'da keşfedilmeyi bekleyen pek çok mekan, sahil, sokak var...

Cunda Adası - Gezilecek Yerler

Hızlı ve özenli araştırmalarımız neticesinde oluşturulmuş listemize göz atalım. Cunda Adası gezilecek yerler listemiz şu şekilde:
1- Balıkçı Bahtiyar'da Ege mezeleri ve balık yenecek

Cunda'dan aklımda kalanlar listesinin başında buradaki enfes Ege (Girit) mezeleri geliyor. Burada papalina balığı, kabak çiçeği dolması, ahtapot, teneke peynirinden yapılmış güzel bir salata, tereyağında karides, cibes, aquadis, sübye paça ve nice güzel yemeği yiyebilirsiniz. Balıklarsa tazelikleriyle mest ediyor. Balıkçı Bahtiyar'a hizmet, mekan ve yiyeceklerin lezzetinden dolayı geçer not veriyoruz.

2- Vino Şarap Evi'nde sakız likörü denenecek
Efenim Cunda'nın huzur dolu taş sokaklarında dolanırken listemize sebat ederek her notumuzu uyguluyoruz. Cunda'da (Sakız adasına yakınlığından olsa gerek) sakızdan yapılan envai çeşit yiyecek/içecek bulabiliyoruz. Likör de bunlardan birisi.. Reçetesinin Vino Şarapevi'ne ait olduğunu duyduğumuz sakız likörüyle akşamüstünüzü keyiflendirebilirsiniz. Vino rengarenk sıcacık dekoru, harika müzikleri ve çeşit çeşit likörleriyle içinizi ısıtan bir mekan. (2. gün çekilen fotoğrafların başına uğursuz teknik bir kaza geldiği için sizlerle paylaşamıyorum :( İlk fırsatta bu post yeni fotoğraflarla güncellenecek.)

3-  Sakızlı Girit dondurması tadılacak
Sahil boyunca dizilmiş dondurmacıları görünce ağzınızın suyu akıyor zaten, ister kavun içi, ister külahta leziz sakızlı dondurma gerçekten keyifle yeniyor.

4- Cunda Taş Kahve'de kahve içilecek
Cunda'nın denize nazır, mimari güzelliğiyle göze hitap eden Taş Kahvesi meşhur. Yer bulabilirseniz burada köz kokulu dumanı üstünde damla sakızlı bir kahve içiniz. Cunda insanının gün sonu buluşma mekanı Taş Kahve samimi atmosferiyle sizi kendine çekiyor. Yiyecek yeriniz kalırsa bal gibi lokmalarından da atıştırabilirsiniz.

5- Cunda'yı Cunda yapan kilise ve manastırlarından en az bir kaçı ziyaret edilecek
Taş sokaklar ve birbirinden güzel eski evlerin yanı sıra Rum Ortodoks kiliseleri ve manastırlar adanın tarihi dokusunu ön plana çıkaran ayrıntılar. İçlerini birbirinden güzel fresklerin süslediği bu taş yapıları gezmek öğretici ve keyifli. Özellikle fotoğraf çekmekten hoşlananlar için Cunda biçilmiş kaftan, lakin ortamın büyüsü yer yer vizöre bakmayı unutturuyor insana...


6- Cunda'dan zeytinyağı alınacak
Cunda'da yerli halkın geçim kaynağı zeytin yetiştiriciliği olunca adada elinizi neye atsanız zeytinyağına çarpıyor desem abartmış olmam sanırım. Çokça zeytin ağacına rastlayacağınız adadan muhakkak küçük de olsa zeytinyağı alınız. En azından şarap eşliğinde ekmeği banmalı zeytinyağını tadınız. Karşınıza çıkacak olan butik mağazalardan ya da Cumartesi pazarından zeytinyağından üretilmiş sabun, vücut kremi, şampuan ve benzeri pek çok doğal ürünü almanız tavsiye edilir. Sabunlar hediye için birebir.
                                           

7- Sevim -Necdet Kent Kütüphanesi ziyaret edilecek
Cunda'nın yükseklerine kondurulmuş olan taş mimarisiyle ve tepesindeki değirmeniyle dikkat çeken manastır Cunda'da görülmesi gereken en güzel yerlerden. Manastır içinde yer alan Sevim -Necdet Kent Kütüphanesi Rahmi Koç tarafından restore edilmiş. Kütüphane'nin ismi ise Necdet Kent'in (Muhtar Kent'in babası) tüm kitaplarını buraya bağışlaması sonucu kitaplığa eşi Sevim Kent'in adının verilmiş olmasından geliyor. Burada serin bir şeyler yudumlarken Cunda'nın ve denizin keyifli manzarasını tepeden izlemenin tadı bir başka. Manzaraya doyunca püfür püfür esen bu tepede kitabınızın sayfalarını çevirirken huzura doyacaksınız.


8- Cumartesi Pazarı'na gidilecek
Cumartesi pazarı Cunda'da alınabilecek her türlü sevimli incik boncuk, el yapımı süs eşyaları, sabunlar, peynirler, zeytinyağları gibi bol çeşidi ayağınıza getiriyor. Dolanması çok keyifli. Alışverişe kendinizi kaptırmadan keyifli atmosferin tadını çıkarmakta fayda var.

                                       
Burada ister taş evlerden yapılmış butik otellerde kalın ister denize sıfır bir karavanda, dilerseniz çadırınızı kapıp bir kamp alanında konaklayın, taş evleri, Girit mezeleri, tarihi dokusu ve muhteşem doğasıyla Cunda'dan tazelenmiş ve dinlenmiş olarak ayrılacaksınız. 


     
                   

San Francisco

Los Angeles'ta başlayan onbir günlük Batı Amerika seyahatimize San Francisco'yla devam ediyoruz. (Önceki duraklarımız olan Los Angeles , Las Vegas ve Carmel gezi yazılarına ulaşmak için tıklayınız: 'Ver Elini Amerika!' )

Golden Gate Bridge


Yaz sisleri ardındaki Golden Gate Köprüsü, viktoryan mimarisinin renkli örneklerinden painted ladies, ünlü Alkadraz, şehri ören tarihi kablolu tramvaylar ve inişli çıkışlı sokaklarıyla San Francisco tüm bu saydıklarımdan çok daha fazlasını barındıran muhteşem bir şehir. 


Kaliforniya'nın kuzeyinde konumlanmış olan San Francisco sahip olduğu farklı uluslardan nüfusuyla bölge için kültürel bir merkez. Manhattanvari gökdelenleriyle Amerika'da olduğunuzu her an hatırlatan şehirde, Asya ve Latin kültürlerinin de izlerine sık rastlayacaksınız; çünkü San Francisco nüfusunun büyük kısmını Asyalılar ve Latin Amerikalılar oluşturuyor. Zamanın gay hakları hareketleri ve Hippi akımlarına da ev sahipliği yapmış olan şehir liberal duruşuyla da nam salmış.

San Francisco gezilip görülecek yer açısından oldukça zengin bir şehir. Bu çeşitliliği ve zaman kısıtını göz önünde bulundurursak gezilecek yerleri seçip önceliklendirmenizde fayda olabilir. Yazının devamında yer alan San Francisco'da yapılacaklar listesi ve küçük notlar işinize yarayabilir.


San Francisco'da Konaklama:

Eğer kaliteli ve merkeze yakın bir yer tercih ediyorsanız. Konaklama için Fisherman's Warf'ı ya da Union Square'ı tercih edebilirsiniz. Fakat turistik bölge olması sebebiyle Fisherman's Warf'ta otel ücretleri bir hayli yüksek. İki bölgeden de rahatlıkla şehrin gezilip görülesi yerlerine ulaşım mevcut. İyi bir araştırmayla merkeze rahatlıkla ulaşabileceğiniz yerlerden uygun fiyatlı Innler(misafirhane) de bulabilirsiniz.


San Francisco'da ne yapmalı?

Golden Gate Köprüsü

 
İsminden yola çıkarak hayalimizde altın sarısı olarak canlanan turuncu (kiremit rengi) devasa köprü San Francisco'nun en önemli simgesi. Modern dünyanın 7. en uzun köprüsü arasında sayılan köprünün renginin turuncu olmasının sebebi şehre inen yoğun yaz sislerinin arasından görünebilmesini sağlamak.. Yoğun rüzgarlara ve sise rağmen zorlu mücadelelerle 1937'de tamamlanan köprünün hikayesini dinlemek için kısa turlara katılabilirsiniz. Yayalara açık olan köprüde boylu boyunca yürüyebilir, bisiklete binebilir (köprü civarında kiralayabileceğiniz yerler var) ve Alkadras'ın da yer aldığı keyifli manzarayı izleyebilirsiniz. Buraya gitmek için şehir merkezinden 38 numaralı Geary Boulevard -Park Presido'ya daha sonra da 28 numara ile Gate Köprüsü istikametine aktarma yapabilirsiniz.






Golden Gate Parkı





Şehrin keşmekeşinden ve gürültüsünden uzaklaşmak isterseniz mis gibi parkları ve bahçeleriyle ünlü Golden Gate Parkını ziyaret ederek doğal ortamın tadını çıkarabilirsiniz. Burada ziyaret edebileceğiniz sanat galerileri de mevcut. Keyifli göllerin yer aldığı ve farklı peyzaj düzenlemeleriyle güzelleştirilmiş park görülmeye değer. Japon bahçesinde turlamanız ve Twin Peaks'te gün batımını izlemeniz tavsiye edilir.






Fisherman's Wharf



Sahil boyunca önlerinden geçeceğiniz sıralanmış Pierlerin (rıhtım) sonuna doğru Pier 47 çıkacak karşınıza. Fisherman's Wharf denilen bu bölge San Francisco'yu ziyarete gelenlerin uğrak yeri. Deniz ürünü yemeye doyamayacağınız Pier 47'de birbirinden leziz Amerikan, Asya ve İtalyan restoranlarını bulabileceksiniz. Veganlar için de pek çok seçenek sunulmakta (Örneğin '3 Potato 4' organik ve glutensiz ürettiği ürünleriyle ve lezzetli soslarıyla veganlar için uygun yerlerden).

Pier 47'den biraz yürüyerek Pier 39 'da yer alan Bubba Gump'a uğrayıp kendinize karides ziyafeti yaşatabilirsiniz. Forrest Gump filmindeki detaylarla, keyifle dekore edilmiş ve Golden Gate manzaralı mekan, beklemenize değecek güzellikte deniz ürünleri sunuyor.


Biranızı yudumlarken Shrimper's Heaven veya Traditional Shrimp Coctail'inizden atıştırmak keyifli olabilir. Yine Pier 39'da bulunan Boudin Bakery'de satılan ekşi maya ekmeği içinde sunulan çorbaları (Clam Chowder) mutlaka denemelisiniz. Son derece keyifli ve lezzetli bir deneyim. Bu bölgede pek çok restoran ve mağazanın yanı sıra deniz aslanlarını da görebilirsiniz.
Ünlü Alkadras Hapishanesinin bulunduğu adaya Fishersman's Wharf'tan kalkan feribotlarla gidebilirsiniz.




Fishermans Wharf'a kadar gitmişken San Francisco'nun ilk fabrikalarından (1852) olan Ghirardelli'nin Çikolata mağazasının olduğu Ghirardelli Squere'e de gidebilirsiniz. Buradan çikolata ya da dondurmalarınızı alıp sahildeki parkta güneşin ve manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Ya da parkın mis  gibi çimleri üzerinde sahile karşı yoga yaparak yeşillenebilirsiniz. 

Ghirardelli meydanına giderken Hyde Street üzerinde tarihi tramvayların kalkış noktasını göreceksiniz. Bu tarmvaylardan birine atlayarak şehir turunuza başlayabilirsiniz... Toplu ulaşım araçlarından uygun şekilde faydalanabilmek için buradan city pass alabilirsiniz.

Lombart Street
Lombart Street etrafında hoş evlerin bulunduğu çiçeklerle bezenmiş 's' şeklinde kıvrımlı yokuş aşağı inen bir cadde. Tarihi tramvayla gidebileceğiniz gibi özel aracınızla da iki dakikalık bir seyehatle caddenin kıvrımları arasından inebilir ve renkli fotoğraflar çekerek yolunuza devam edebilirsiniz. San Francisco sokaklarını  arabasız gezmenin daha keyifli ve öğretici olacağını söylemeliyim. Şehir içi ulaşım oldukça rahat. Ayrıca şehir İstanbul'a benzeyen pek çok özelliğe sahip, bu benzerliklerden birisi de ön görülemeyen trafiği.. Arabayla, kısa tatilinizi trafikte harcamak durumunda kalabilirsiniz.




Union Square


Sahilden çıkıp Union Square'e doğru yol aldıkça önümüze çıkan gökdelenlerin sayısının birer birer arttığını gözlemliyoruz. Yolda şehrin finans merkezi olan Financial Disatrict'ten de geçiyoruz. San Francisco'nun merkezi olan Union Square uzun binaları ve bildiğimiz tüm markaların mağazalarının, pub, cafe ve marketlerin yer aldığı canlı bir modern zaman caddesi. Akşamınızı Union Square'de yer alan jazz mekanlarından birinde geçirebilirsiniz. Misal: Les Joulins Jazz Bistro (Adres:44 Ellis Street).







San Francisco farklı konsepteki bölgeleri, köprüsü ve inişli çıkışlı yollarıyla İstanbul'u anımsatıyor.


The Haight Ashbury


60'larda Hippiler'in yoğun olarak yaşadığı Haight Ashbury bölgesi halen geçmişin izlerini taşımakta. Bu caddeye girdiğinizde yoğun ot kokusu ve etraftaki insanların renkli tarzı, doğru yerde olduğunuzu anlamanıza yardımcı olacak. Cadde boyunca birbirinden ilginç mağazalarda ikinci el veya yeni pek çok keyifli kıyafet/ takı vb. eşya bulabileceksiniz. Bu bölge orijinal hediyelik eşya almak için de oldukça uygun.

Geniş bir alana kurulmuş olan Çin mahallesini ziyaret ederek Amerika'da Çin kültürüne kısa bir ziyaret gerçekleştirebilirsiniz.



Nobb Hill


Amerikan mimarisinde Painted Ladies olarak adlandırılan renkli Viktorian tarzı evler Nobb Hill denilen bölgede karşımıza çıkıyor. (Full House dizisinden hatırlayabilirsiniz.) Bu isim ilk olarak yazar Elisabeth Pomada ve Michael Larsen'in Painted Ladies isimli kitaplarında kullanılmış olup sonradan yaygınlaşmış. Nobb Hill'in inişli çıkışlı parkında spor yapan pek çok insan görmek mümkün. San Francisco'nun yokuşlu ve tarihi dokulu bu sokaklarında gezinmekten ve fotoğraf çekmekten keyif alacaksınız.



Unutmadan, alışveriş merakınız varsa, 101 otoyolunu kullanarak bir saatlik mesafede bulunan Gilroy Premium Outlet'e de uğramanız tavsiye olunur. Outletlerle ilgili anlattığım faydalı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. 

Los Angeles'la başlayan ve onbir günlük Batı Amerika turumuz San Francisco'da geçirdiğimiz muhteşem iki günle son buldu. San Francisco zengin kültürel yapısı, köprüsü, yokuşları, tepeleri, tarihi ayrıntıları ve zengin mekan çeşitliğiyle görülmeye, gezilmeye değer bir şehir. THY'nin 2015 itibariyle başlayan San Francisco direk uçuşlarıysa bu seyahati cazip kılan etmenlerden...